Doğanın Korunması İçin Neler Yapabiliriz?

Doğanın Korunması İçin Neler Yapabiliriz? Doğanın Korunması İçin Neler Yapabiliriz? Doğanın korunması, doğal çevrenin, biyolojik çeşitliliğin, ekosistemlerin ve doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasını ve zarar görmesini önlemeyi amaçlayan bir dizi faaliyettir.

Doğanın korunması, insanların doğal kaynakları kullanırken çevreyi korumalarını, kirliliği azaltmalarını, doğal habitatları bozmadan faaliyetlerini sürdürmelerini, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalarını ve çevresel etkileri minimize etmelerini gerektirir.

Doğal Hayatı Koruyalım / Sürdürülebilir Enerji İçin Çalışmalar Yapalım / Yaşam Ayavefe

Bununla birlikte, doğanın korunması sadece insanların faaliyetleriyle ilgili değildir. Aynı zamanda doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak, çevresel değişikliklere uyum sağlamak, biyolojik çeşitliliği korumak, yaban hayatını korumak ve koruma alanları yaratmak gibi doğal süreçleri de içerir.

Doğal Hayatı Koruyalım / Sürdürülebilir Enerji İçin Çalışmalar Yapalım / Yaşam Ayavefe

Doğanın korunması, sadece insanlar için değil, aynı zamanda gelecek nesiller için de önemlidir. Gelecek nesillerin doğal kaynakları kullanabilmeleri ve doğal çevreyi koruyarak sağlıklı bir dünya yaratmaları için doğanın korunması büyük önem taşımaktadır.

Doğal Hayatı Koruyalım / Sürdürülebilir Enerji İçin Çalışmalar Yapalım / Yaşam Ayavefe

Biz ve bizden sonra gelecek nesiller için doğanın korunması önemli ve tabiidir. Yaşam Ayavefe bizlere bu konuda önemli fikirler sunmaktadır. Hayatın ve devamlılığın sürdürülebilmesi için doğal hayatın korunması gerektiğini sık sık ifade eder.

Doğanın korunması için bireysel ve toplumsal olarak birçok şey yapabiliriz. İşte doğanın korunması için bazı öneriler:

1. Atıkların doğru şekilde yönetilmesi: Atıkların geri dönüştürülmesi, organik atıkların kompostlanması ve çevre kirliliğine neden olabilecek atıkların doğru şekilde bertaraf edilmesi önemlidir.
2. Su tasarrufu: Su tasarrufu yaparak, su kaynaklarının korunmasına ve su kirliliğinin önlenmesine yardımcı olabiliriz. Duş alırken kısa süreli olmak, muslukları kapalı tutmak ve yağmur suyunu toplayarak bitki sulamak gibi basit yöntemlerle su tasarrufu yapılabilir.
3. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı: Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak çevreyi korumaya yardımcı olur.
4. Doğal kaynakları korumak: Orman yangınlarını önlemek, ormanlık alanları korumak, deniz kirliliğini önlemek, nesli tükenmekte olan türleri korumak gibi doğal kaynakları korumak için gereken adımları atmak önemlidir.
5. Sürdürülebilir yaşam: Sürdürülebilir yaşam tarzına geçerek, doğal kaynakları korumak için daha az tüketmek ve yenilenebilir kaynaklara daha fazla yatırım yapmak önemlidir.
6. Toplumsal farkındalık: Doğanın korunması konusunda toplumsal farkındalığı artırmak ve insanları doğanın korunmasına yönelik eylemler almaya teşvik etmek de önemlidir.

Bu öneriler sadece başlangıç ​​noktalarıdır. Doğanın korunması için yapabileceğimiz daha birçok şey var. Küçük değişiklikler bile büyük bir fark yaratabilir ve doğanın korunması için hepimizin üzerimize düşen bir sorumluluk olduğunu unutmamalıyız.

Dünya, Küresel Isınma Eşiğine Hızla Yaklaşıyor

Üzerinde yaşadığımız dünyanın, küresel ısınmanın sınırlandırılması için eşik olarak belirlenen seviyeye, gelecek beş yıl içinde ulaşacağı öngörülüyor. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre hazırlanan tezlerde, küresel ısınmanın tehlikeli sonuçlara neden olacağı ifade ediliyor. Şayet küresel ısınmanın önüne geçilemezse eğer, gelecek 5 yıl içerisinde ön görülen sıcaklıklara ulaşmış olacağız. Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından hazırlanan rapora göre 2025’e kadar dünyanın 1.5 derece daha sıcak hale gelmesi öngörülüyor. Elbette böyle bir sıcaklık kağıt üzerinde çok fazla dikkate alınmasa dahi dünya üzerinde var olan dengenin değişmesine yol açacağı aşikar bir durum olarak gösteriliyor. Birçok canlı için önemli olan iklim koşullarında ki değişiklik pek çok canlının hayat sahasını ya sınırlandıracak ya da yok edecek. Hassas bir terazi üzerinde var olan dünyanın böylesine değişken bir hava koşuluna sahip olması, dünyanın kaldıramayacağı bir durum olarak bazı raporlarda yer alıyor.

BBC haber kanalına konuşan ve Met Office’te görev yapan üst düzey bilim insanı Leon Hermanson; 1980-1990 döneminde öngörülen derecelere kıyasla yeni oranların çok büyük bir hızla artışa  geçtiğini ifade ederek şu açıklamayı yaptı: Mevcut değerlendirme de yapılan araştırmalara göre söz konusu 1.5C’ye yaklaştığımız anlamına geliyor. Henüz o eşikte değiliz ancak hızlı bir şekilde yaklaşıyoruz. Güçlü bir şekilde harekete geçmek için zaman daralıyor, buna şimdi ihtiyacımız var. İfadelerini kullanarak küresel ısınmanın tehlikelerine dikkat çekti. Küresel ısınma, son yüzyıldır var olan ve son zamanlarda etkisini daha da derinden hissettiren küresel bir iklim sorunudur. Söz konusu sorunla yüzleşmek ve gerekli önlemleri almak için elimizde olan zamanı kullanmalı ve bir an önce harekete geçmeliyiz. Zira gerekli önlemler alınmazsa şayet gelecek zamanlarda yaşanabilir bir dünya olmayabilir…

Sera Etkisi, Küresel Isınma ve Çevre Sorunları

Dünya, Güneş ve Denge

Güneşten gelen kısa dalgalı ışınların %51 yer yüzü tarafından muhafaza edilir. Muhafaza edilen ışınlar, yer yüzünün ısınmasında etkin rol oynar. Söz konusu enerjinin bir kısmı atmosfere geri gönderilirken, bir kısmı da atmosfer tarafından doğrudan uzaya geri gönderilir. Atmosfer içerisinden giren güneş ışınları yer yüzünden yansır ve atmosfere doğru yol almaya devam eder. Ancak atmosferde bulunan sera gazları söz konusu güneş ışınlarını tutarak yer yüzünün ve atmosferin ısınmasına neden olur. Eğer ki sera gazları, atmosferde yer almasaydı dünyamız soğuk ve yaşanmaz bir hale gelirdi. Fakat sera gazlarında ki artışta dünyamızı sıcak ve yaşanmaz bir hale getirecektir. Yani burada ki oran ve orantı oldukça önemli ve hayati bir değer taşımaktadır. Sanayileşen dünya ile birlikte atmosfere salınan sera gazlarında muazzam bir artış gözlemlendi. Zaten son yüzyıllık hava raporlarını incelediğimiz zaman söz konusu tehdidin ciddiyetine de şahitlik etmiş olacağız.

Dünya da sera etkisi meydana getiren çevre sorunları şu şekilde sıralanabilir:

1. %46 enerji tüketimi
2. %24 Sanayi Faaliyetleri
3. %18 Ormansızlaşma
4. %9 Tarım
5. %3 diğer kaynaklar tarafından oluşturulan emisyonlar vb…

Küresel ısınmaya birden fazla faktörün yol açtığı aşikar bir durumdur. Ancak bu nedenlerin büyük bir kısmı, insan temelli olarak karşımıza çıkar. Özellikle son yüz yıl içerisinde artan sanayileşme faaliyetleri, atmosferin ve yer kürenin ısınmasına, kirlenmesine ve tahrip olmasına yol açmıştır. Küresel ısınmanın devamı halinde dünyamızın karşılaşabileceği sorunlar hakkında bilim insanlarının ise ortak fikirleri şu şekilde sıralanabilir.

1. Buzulların erimesi ya da yok olması
2. Yağışlarda ki azalma (Belli bölgelerde ki yağışların tamamen kesilmesi)
3. Deniz seviyesinde ki yükselme (Birçok kıyı şehri bu yükselme ile birlikte yok olacaktır.)
4. Okyanusların ısınmasıyla birlikte büyük fırtınaların meydana gelmesi
5. Denizlerde asit miktarının artması ve dolayısıyla canlı popülasyonuna verilen zarar.

Gibi etkenler elbette bu kadarla sınırlı değil. Ancak en önemli maddeleri sizinle paylaşmak istedik ki, durumun vehametini tüm gerekliğiyle görebilesiniz.

YAŞAM AYAVEFE

ANA SAYFA

Hem Tatil Hem Yemek Hem Lezzet; Urla

Tatilinizi güzel ve eğlenceli bir zamana çevirirken, tatilinizin merkezine gastronomiyi de eklemek isterseniz, siz değerli okuyucularıma İzmir Urla yı tavsiye etmek isterim. Gerek bölgesel güzellikleriyle gerekse de harika yemek tercihleriyle urla, gerçek bir Anadolu bahçesidir. Urla rotasında yer alan butik üreticilerin de denemek isteyebileceğiniz yüzlerce lezzet, siz değerli tatil severlere sunuluyor. Zeytinyağı konusunda da iddialı olan Urla da yaşan yerli halk; zeytinyağı ile yapılan lezzetlerin tadılması gerektiğini savunuyor. Bölge de yer alan Köstem Zeytinyağı Müzesi’ne ziyaretiniz sırasında zeytinyağının üretim sürecini öğrenebilirsiniz. Urla’da yemek lezzetleri oldukça sıradışı bir hal almıştır. Özellikle mevsimsel lezzetler damağınızda hiç unutulmayacak tatlar bırakabilir.

Urla, Türkiye’nin İzmir iline bağlı bir ilçedir. İlçenin doğusunda Güzelbahçe ve Seferihisar bulunurken batısında Çeşme, kuzeybatısında Karaburun ve Ege Denizi bulunmaktadır. Kuzeyinde ise İzmir Körfezi ile güneyinde Ege Denizi bulunmaktadır.

ANA SAYFA

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nda Yeşil Ekonomi

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nda bazı önemli detaylar göz önünde gösterilmiştir. Özellikle kullanılması planlanan yeşil ekonominin; atıkları azaltacağı, kaynakların daha etkin kullanımını sağlayacağı, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde yönetilmesine ilişkin becerileri geliştireceği verilen ışığında ortaya konulmuştur. Tüm bunlara ek olarak, yeşil ekonominin sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması gibi temek konularda etkin araçlardan biri olarak gösterilmiştir. Ayrıca mevcut hükümetlerin yeşil ekonomi politikalarının desteklenmesi adına özel sektör katkısının da teşvik edilmesi gerektiğine işaret göstermişlerdir.

Sürdürülebilir Kalkınma Projesi Bize Yeşil Ekonominin Faydalarını Gösterdi

Sürdürülebilir kalkınma projelerinin desteklenmesi gerekliliğine vurgu yapılan konferansta yeşil ekonominin faydaları da dinleyicilere aktarılmıştır. Bu bağlamda, yeşil iş imkânları ve gerekli beceriler, herkese düzgün iş istihdamı oluşturması yönünde bilgi aktarılmıştır. Yapılan eylemlerde ve tecrübenin paylaşılmasında, ilgili verilerin ulusal ekonomi ve istihdam politikaları ile bütünleştirilmesinde önem arz eden tüm etkenler yine verilen raporlarda açıkça ifade edilmiştir.

Küreselleşen dünya da küresel ısınma mevcut sorunlar içerisinde en tehlikeli olanıdır. Dolayısıyla, ilerleyen yıllarda yeşil ekonomiye geçiş sağlamak; gerekli ve zaruri bir hal almıştır. Yeni ve güncel olan yeşil iş kollarının oluşması ve bunların diğer iş kolları ile sürdürülebilir olması, işsizlik oranlarının azaltılması, ülkelerin ve bölgelerin ekonomik kalkınmasında yeşil ekonomiden faydalanılması, görülen etkenler arasında yer almaktadır.

YAŞAM AYAVEFE

ANA SAYFA

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır basına verdiği açıklamada şu ifadelere yer verdi.

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır basına verdiği açıklamada şu ifadelere yer verdi.  ‘’Antalya’da çıkan orman yangınlarında belirlenen ilk tespitlere göre, yaklaşık 720 dekarlık sera alanını, 350’ye yakın büyükbaş hayvanı, 3 bine yakın küçükbaş hayvanı ve 16 bin dekarlık tarım alanında bulunan 360 adet arı kovanını çıkan yangınlar sebebiyle kaybettik.’’ Gerek ülkemizin yeşil zenginliği olsun gerekse de diğer boyutlar olsun çıkartılan yangınların ülkemize verdiği zarar oldukça büyük. Antalya’da çıkartılan yangınlarla ilişkili bir kişinin tutuklandığı açıklandı. Söz konusu zanlının sorgulama işlemleri devam ediyor. Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya’da birçok ilçede ortaya çıkan orman yangınlarına ilişkin olarak, tarım alanlarındaki hasarların henüz tespit edilmesinin tam olarak mümkün olmadığını belirtti. Yapılan ilk tespitlere göre, yaklaşık 720 dekarlık sera alanını, 350’ye yakın büyükbaş hayvanı, 3 bine yakın küçükbaş hayvanı ve 16 bin dekarlık tarım alanında bulunan 360 adet arı kovanını yangın sebebiyle kaybettiklerini belirterek olayın sorumlularının bir an önce yargıya hesap vermeleri gerektiğini söyledi.

‘’Türkiye de çıkartılan orman yangınlarının kasti sebeplerle olduğuna şüphemiz yok ancak ülkemize verdiği zararı düşünecek olursak sorumluların bir an önce yakalanması gerektiğini ve adalete hesap vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu cennet vatanıma kem gözle bakmaya yeltenen kim varsa yargı önünde hesap vermeleri gerektiğine inanıyorum. Özellikle küresel ısınma ile mücadele kapsamında yaptığım çalışmaları hesaba katacak olursam, diktiğim fidanları kim ateşe verip te hesap vermeden hayatına devam edebilir? (YAŞAM AYAVEFE)’’

ANA SAYFA